IQNA

Mütercim Rubap Zengin:

"İyi bir mütercim olabilmek için iyi bir okur olmak gerekir"

10:11 - November 27, 2022
۲
Haber kodu: 3478372
Ağırlıklı olarak Geleneksel Tıp alanında çeviriler yapan mütercim Rubap Zengin ile hem GETAT hem de çeviriye dair röportaj gerçekleştirdik.

Geleneksel Tıp alanı bu topraklarda çok eskilere dayansa da akademik ve çeviri alanında yeni yeni yol alınmaya başlandı denilebilir. Biz de bu alanda çeviriler yapan bir yayınevinde mütercim olan Rubap Zengin ile hem çeviri hem de Geleneksel Tıp alanına dair röportaj gerçekleştirdik. İşte röportajımız:

Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Rubap Hanım son zamanlarda Farsçadan Türkçeye çeviri kitaplarınızla isminizi sık görmeye başladık. Rubap Zengin’i tanıyabilir miyiz? Nasıl başladı çeviri serüveniniz?

Ben Rubap. İstanbul’da doğdum. İlahiyat mezunuyum. İran’da yedi sene ikamet ettim. Öğrencilik yıllarımda Tahran Üniversitesi’nde yüksek lisans okuyan İranlı bir öğrencinin tezi için gerekli olan makaleleri Türkçeden Farsçaya çevirmekle tercüme serüvenim başladı. Daha sonra Hikmet Ağacı yayınevinde kitap çevirileri ile profesyonel anlamda yayın hayatına atıldım.

Özellikle geleneksel tıp alanında çevirileriniz göze çarpıyor. Bu alan üzerinde mi yoğunlaşıyorsunuz?

Biyografik makaleler, resmî belgeler veya dini metinlerin de çevirisini yaptım. Ancak geleneksel tıp alanında eğitimler aldığım için bu minvalde uzmanlaşmak istiyorum. Çünkü bu alan oldukça ilgi çekici, toplumun ihtiyacına yönelik ve geleceği parlak.

Çevirdiğiniz kitaplardan sizin için yeri ayrı olan var mı, varsa nedeni nedir?

Tıbbın Kısa Tarihi adlı kitabın bende yeri çok ayrı. Bu kitabı çevirirken okuyucu için anlaşılır olması için çok çabaladım. Özellikle kitapta geçen tarihteki önemli kişiler için çok fazla araştırma yapmıştım. Öyle ki araştırma kısmı, çeviriden daha fazla zaman almıştı. Diğer taraftan kitap gönderdiğim bir yarışmada da dereceye girdi. Bu da kitabın bana manevi hediyesi oldu.

Kaç kitap çevirdiniz, paylaşır mısınız bizimle?

Gelenekten Moderne Sağlık, Tıbbın Kısa Tarihi, Modern Çağda Ne Yemeyeceğimi Biliyorum, Sağlıklı Gebelik ve son olarak da hala çevirisini yapmakta olduğum Neden Hacamat adlı kitapla beraber toplamda beş kitap çevirdim.

Türkiye’de geleneksel tıp çok eskiye dayansa da şu an için modern ve akademik anlamda yeni yeni üzerinde çalışılmaya başlanan bir alan diyebilir miyiz? Bu sizin çevirileriniz için zor oluyor mu? Bazı terimlerin tam karşılığını bulmakta zorlanıyor musunuz?

Geleneksel tıp eskiden daha çok nebevi tıp ya da alternatif tıp olarak bilinirdi. Ancak şu an akademik anlamda geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT) olarak üniversitelerde alan açıldı. Geleneksel tıp terimleri ile modern tıp terimlerini direkt eşleştiremeyiz. Birbirinden bağımsız da değil ancak literatürü çok farklı. Dolayısıyla terim bulmakta elbette zorlanıyoruz. Ancak geleneksel tıp terimlerini direkt çevirip açıklamasını mutlaka yapıyoruz. Bazı geleneksel tıp terimleri yavaş yavaş toplum içinde yer buldu. Bu kelimelere hılt, safravi, demevi, mizaç, imtila, sıcak ve soğuk örnek verilebilir. Biz de bu eksikliği kapatmak için geleneksel tıp sözlüğü oluşturuyoruz.

Mütercim adaylarına neler söylemek istersiniz?

Öncelikle iyi bir okur olmaları gerekiyor. Çevirmen metnin kokusunu alabilmeli ve onu öz diline doğru şekilde uyarlamalı. Öz dilini iyi bilmeyen vasat bir çeviri ortaya koyar. Kısaca her şeyden önce hakimiyet önemli. İki dil arasındaki köprü görevini çevirmen üstleniyor. Çevirmen kitabın ikinci yazarı bir nevi. Bu açıdan düz metinler şiir kadar hassas olmasa da ihtisasa bağlı olarak kolay ya da zor olabiliyor. Çevirmen ayrıca iyi bir sözlük kullanıcısı olmalı. Çevirmen çevirdiği metni ilk aşamada okumalı, ikinci okumada bilinmeyen kelimeleri bulmalı son olarak ise çeviriye başlamalıdır. Bu hazırlık evresi çeviri kalitesini katbekat artırır. Tabii tüm bunlar için tahammül düzeyinizin yüksek olması gerekiyor.

Farsça aşk ve edebiyat dili, neler söylemek istersiniz Farsçaya dair?

Farsça metinlerde sıklıkla bağlaç kullanımı ile karşılaşıyoruz. Uzun cümleler, noktalama işaretlerinin neredeyse hiç kullanılmaması işimizi zorlaştırıyor. Mesleği yazarlık olan İranlıların eserleri elbette takdire şayan. Ancak mesleği yazarlık olmayanların metinleri karmaşık ve düzensiz olabiliyor. Hikmet Ağacı yalnızca GETAT alanında çeviriler yapsa da Farsça sağlık kitaplarında dahi bu edebi ifadelerle sıkça karşılaşıyoruz. Ayrıca ön söz dışında ana metinde dahi sağlığa lirizm yükleyen ifadeler sıkça kullanılıyor.

Çalıştığınız yayınevinden kısaca bahseder misiniz?

Hikmet Ağacı GETAT çalışmaları yapan bir yayın kuruluşu. Şu ana kadar on iki kitap yayın hayatına kazandırdık. Yakaza yayınevi de Hikmet Ağacı’nın alt markası.

Çocukluğumdan beri kitap okumak hayatımın bir parçasıydı. Yazarlarla kurduğum muhayyel bağ beni yazarlığa hayran bıraktı. Şimdi de çeviri ile bu bağı canlı tutuyorum. Bir yayınevinin parçası olmak bu büyülü dünyanın bir vatandaşı olmak gibi.

Çok teşekkür ederiz bu güzel röportaj için, eklemek istediğiniz bir şey varsa buyurun.

İmam Humeyni’nin dediği gibi Allah bütün insanları yaratırken onlara bir yetenek de bahşetmiştir. Önemli olan herkesin kaç yaşında olursa olsun kendi içindeki yeteneğini keşfedip açığa çıkarması ve onun üzerinde çalışmasıdır.

Yayınlanmış: 2
Lütfen bekleyiniz.: 0
Yayınlanamaz: 0
Sümeyye
0
0
Güzel ve faydalı bir röportaj olmuş.
Teşekkürler herkese
Sakine
0
0
Son sözleri beni çok etkiledi.
Bu güzel röportaj için teşekkürler
captcha