El-Adl esmasının anlamı ve fazileti

Allahu Teala’nın Adl ism-i şerifi, yüce ve en kapsamlı adaletinin her yerde ve her zamanda açık ve bütün kainatı kaplayan bir ölçüde olduğunu gösterir.

‘Adl’, Allah’ın sıfatlarından biri olup buna olan inanç, dinî inançların esaslarındandır. Ama adalet gerçekten ne anlama geliyor?

Adl kelimesi son derece adaletli , insaflı ve aşırılığa kaçmayan , her şeyi olması gerektiği gibi yapan, herşeyi ile hak ve doğru olan olarak tanımlanmıştır.  İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: Adl her şeyi yerli yerine koyar.

Allah adildir dediğimizde, yaratılış sisteminde her şeyi özel ve uygun bir çerçeve ve düzen içinde yaratmış demektir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: Gökler ve yer Adl ile yerindedir. Kanun koymaya gelince, ilâhi kanunların hepsi adaletli, yerinde ve yaratılış amacına uygundur. Bu kanunlarda hiçbir önyargı, uyumsuzluk ve taraf tutma yoktur. Allah’ın mahlûkata asla zulmetmediği ve onlar hakkında adalet ile hareket ettiği ve onlara adilce muamele ettiği söylenmiştir.

Bu yüzden İlâhi adaletin sonucu, Allah her insana kapasitesi ve yeteneğine göre bir görev vermiştir : “Allah hiçbir kimseyi, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz; lehinde olanı da kendi kazandığıdır, aleyhinde olanı da kendi kazandığıdır.” (Bakara suresi, 286. Ayeti)

Sonra onu yeteneğine ve çabalarına göre yargılayacaktır: “Her ümmetin bir peygamberi olmuştur. Onlara peygamberleri geldiğine göre aralarında olup bitenler hakkında adaletle hüküm verilir, haksızlığa uğratılmazlar. “ ( Yunus suresi, 47. ayeti)

Sonuç olarak insanın  davranışına göre mükâfat veya ceza verilecek: “Bugün hiç kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmaz. Sadece yapıp ettiklerinizin karşılığını görürsünüz.” (Yasin suresi, 54. ayeti)

Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Adl) kitabından alınmıştır.