IQNA

Filistin meselesi ve Abu Dabi-Tel Aviv’in fitnesi

23:07 - August 18, 2020
Haber kodu: 3470533
BAE'nin Siyonist rejimle ölü doğan ve hiçbir gerçekliği olmayan anlaşması sadece dünyadaki Müslümanların eski yaralarını derinleştirmekle kalmadı, aynı zamanda yaralı Filistinlilerin ve Müslümanların hayal kırıklığını artırdı. Filistin davasında Arap yöneticilerin onlara eşlik etmesi daha da üzüntü vericiydi.

IQNA’nın raporuna göre, İslam Kültür ve İlişkiler Teşkilatı kültür uzmanı Ali Marufi, bu haber ajansına verdiği özel makalede BAE ile Siyonist rejim arasındaki ilişkileri normalleştirmek için yapılan tam anlaşmayı inceleyerek şöyle yazdı: Washington, Tel Aviv ve Abu Dabi, Siyonist rejim ve BAE'nin rejim ile Filistinliler arasındaki çatışmaya adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulma çabalarını sürdüreceğini iddia eden ortak bir açıklama yaptı. Trump'ın barış planı uyarınca, tüm Müslümanların El Aksa Camii'ni ziyaret edip ibadet edebileceğini, işgal altındaki Kudüs'te diğer  dinlere inananlar için açık olması gerektiğini belirtti.

İsrail dünya barışı için bir kanser hücresidir ve doğası yasa dışıdır. Gaspçı Siyonist rejimi takip eden, bunu barış için bir anlaşma olarak adlandıran bir yalancıdır ve başkalarını aldatmaya çalışır. BAE, son 10 yıldır İsrail'in müttefikleri ile dost ve İsrail’in düşmanları ile düşman idi. Bu anlaşma ile Siyonist rejim lehine bu dostluğu ve düşmanlığı teyit etti.

Bazı Arap hükümdarların mantıksız davranışları Müslüman Ümmeti arasında hayal kırıklığı yaratacak. Çünkü Müslümanlar, Filistin halkına yönelik gaspçısının ve suçlunun dost ve müttefiğe dönüştüğünü görecek oysaki direniş Mücahidleri ve İslam Ümmetine sadık insanlara  karşı güç toplayarak, direnişi silahsızlandırmak ve etkisiz hale getirmek için harekete geçiyorlar.

Geçen Perşembe gecesi yaşananlar, anlaşmayı kabul eden ve kendilerini İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kucağına atanlar için bir utanç kaynağıdır. BAE-Siyonist anlaşması Amerikalıların işbirliğine yönelik, Siyonist rejimin Arap ve İslam uluslarını aşağılama ve Filistinliler ile Arapların meşru ve uluslararası kabul görmüş haklarını ziyan etme çabalarına geri dönme planından başka bir şey değildir. Al Suud, bu gaspçı rejim ile  ilişkilerin normalleşmesinde yeni bir aşamaya girmek için Siyonist rejimle ilişki kurma kültürünü yayıyor.

Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Arap Emirlikleri ve Siyonist rejimin üçlü açıklaması, İslam ümmeti düşmanları tarafından Müslümanların tamamına karşı zorlu bir mesaj taşıyor. Bu korkakça hareket, Filistin'in dini, etnik, ulusal ve tarihi haklarının açık bir ihlali ve Filistin halkının ve direniş güçlerinin sırtına hain bir darbedir.

BAE ile Siyonist rejim arasındaki ilişkilerin tam ve kamuoyunda normalleştirilmesine ilişkin anlaşma, BAE yöneticilerinin kendilerini ABD Başkanı ve İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu'nun kucağına attıklarını ve  bu anlaşma, onların Siyonistlerle işbirliğini ve İslam dünyasının en adil meselesi olan Filistin meselesini terk ettiklerini açıkça gösteriyor.

Bu arada, bu anlaşmanın reddedilmesine küresel ve bölgesel tepkiler devam ederken, diğer yandan Bahreyn ve Mısır, çeşitli uluslararası çevreler ile çeşitli Filistinli, Arap ve İslamcı yetkililerin ve grupların yaygın muhalefetine rağmen bu eyleme desteklerini açıkladılar. Birleşmiş Milletler ve bazı Avrupalı ​​yetkililer de anlaşmayı memnuniyetle karşıladılar.

Yahudi Dostluk Miras Merkezi'nin kurucusu ve ABD'li Hıristiyan Siyonist lider Mike Owens, "Beş ila altı Müslüman ülke bu gaspçı rejim ile bir barış anlaşmasına girecek" dedi. Bahreyn'in İsrail ile ilişkilerini resmen ilan edecek bir sonraki ülke olması bekleniyor. Filistin topraklarını işgal edenlere fayda sağlayacak ve Arap hükümdarların bir başka ihanetine neden olacak bir anlaşma.

İran İslam Cumhuriyeti, Abu Dabi'nin sahte, gayri meşru ve insanlık dışı İsrail rejimiyle ilişkileri normalleştirme girişimini tehlikeli bularak Fars Körfezi bölgesinin denklemlerine herhangi bir Siyonist müdahaleye karşı uyarıda bulundu ve BAE hükümetinin ve diğer ilgili hükümetlerin bu eylemin tüm sonuçlarının sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini belirtti.

BAE'nin veya başka herhangi bir tarafın Filistin halkı adına konuşma hakkı yoktur ve Filistin işlerine kimsenin karışmasına veya anavatanındaki yasal haklarıyla ilgili olarak Filistinliler adına bir temsilci atamasına izin verilmemiştir. BAE'nin bu eylemi, Kudüs'ün Siyonist rejimin başkenti olarak tanınmasıdır.

3916983

Etiketler: filistin ، abu dabi ، tel aviv ، anlaşma
captcha