Dünya Kadınlar Günü'nde Müslüman kadınlara yönelik ayrımcılık referandumu
İsviçre'deki genel referanduma katılanların çoğunluğu 8 Mart'ta İsviçre'de yüzün tamamını kapatmanın yasaklanması için oy kullandı. Yayınlanan istatistiklere göre referanduma katılanların% 52'si burka kullanımını yasakladı. Uygulanabilmesi için planın İsviçre kantonları tarafından onaylanması gerekiyor ve uygulandığı takdirde İsviçre, yüzün tamamen kapatılmasının yasak olduğu Fransa, Avusturya, Bulgaristan, Belçika ve Danimarka gibi ülkelere katılacak.
Referandum, ülkedeki aşırı sağ partiler ve gruplar tarafından başlatıldı ve daha önce seçmenleri burka giyen kadın resimleri içeren posterler asarak ve "Radikal İslamcılığı durdurun" ve "Aşırılığı durdurun" gibi sloganlar yazarak oy vermeye böyle bir yasanın çıkarılmasını teşvik ettiler. Planın en büyük destekçilerinden biri, oylamanın sonuçlarına övgüde bulunan ve onu "grubun radikal siyasi İslam dediği şeye karşı mücadelenin güçlü bir sembolü" olarak nitelendiren İsviçre Milliyetçi Partisi idi.
Öte yandan planın muhalifleri bunun saçma bir İslamofobi ve gereksiz bir eylem olduğunu ve onu giyen kadın sayısının çok az olduğunu söylüyor. Lucerne Üniversitesi tahminlerine göre, İsviçre'de sadece 30 kadın burka giyiyor. İsviçre'nin 8,6 milyonluk nüfusunun% 5'ini Müslümanlar oluşturuyor ve bunların çoğu Türkiye, Bosna Hersek ve Kosova'dan gelen göçmenler. İsviçre federal hükümeti ve parlamentosu, planın ülkede olmayan bir soruna yönelik olduğunu söyleyerek plana karşı çıkıyor.
Bu referandumun sonuçları, her şeyden çok, Avrupa ülkelerinde, dini ve kültürel hoşgörüyle Avrupa'daki diğer tüm ülkelerden daha ünlü olan İsviçre gibi bir ülkede bile İslamofobik inançların büyümesinin bir işaretidir. Uluslararası Af Örgütü, burka yasağını, ifade özgürlüğü ve din de dahil olmak üzere kadın haklarını ihlal eden tehlikeli bir politika olarak nitelendiriyor. Bazıları, bu yasaların çıkarılmasının kültürel değerlerin savunulmasından ziyade Fransa'dakinden daha çok siyasi saiklerle ve Fransız hükümetinin son kısıtlayıcı yasaları tarafından motive edildiğini iddia ediyor.
İngiliz yazar Rabina Khan, Washington Post'a referandumu eleştiren yazdığı bir makalesinde şu ifadelere yer verdi: Referandumun cinsiyet eşitliği dünyasını hedefleyen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü arifesinde yapılması ironiktir. Müslüman bir kadını burka giyme hakkından mahrum etmek eşitlik değildir. İnancı nedeniyle yüzünü kapatan Müslüman bir kadının bunu yapmasına neden izin verilmemeli? Farklı inançlara sahip insanlar farklı kıyafetlere bağlı kalıyorlar, ancak bu politikaların tüm dünyadaki yükünü Müslüman kadınlar yapıyor. İsviçre, Müslüman kadınlar için yasa koyan ilk ülke değil; Fransa, Hollanda, Danimarka, Letonya, Avusturya, Bulgaristan, Belçika, Kongo Cumhuriyeti, Çad, Gabon ve Sri Lanka'nın hepsinde dini kılık ve başörtüsü yasaklayan yasalar var. Kadınların siyasi şiddetteki rolü giydikleri kıyafetlerle tarihsel olarak ilgisiz olsa bile bu yasaklara "güvenlik önlemleri" deniyor.
Burka'yı yasaklamanın nedeni nedir? Önerinin destek grubu - Egerkinger Komitesi - 2009'da sağcı İsviçre Halk Partisi üyeleri minarelerin inşasının yasaklanmasını önermişti. Bu inanış dini bağnazlıktan kaynaklanıyor. Minare boykotunu savunanlar, dini yapının İsviçre gelenek ve değerleriyle çeliştiğini düşündüler.
Güvenlik durumları, mahkeme veya acil tıbbi durumlarda bir kadının yüzünü açmasını gerektiren belirli durumlar vardır. Ancak Müslüman kadınların giyinmesini yasaklayan yasaların normalleştirilmesi, inançlarına uymaları nedeniyle onlara ayrımcılık yapılmasına veya zulüm görmelerine izin veriyor. Bu temelde yanlıştır. Müslüman kadınların yasa koyucuları ve halkı kapsayacak ipuçlarına ve kısıtlamalarına ihtiyacı yok. Dünyanın seçme hakkına ve toplumda adil bir yere sahip olduklarını bilmesine ihtiyaçları var.
3958298
En çok konuşulan başlıklar 