IQNA

Amerika Houston Üniversitesi akademisyeninin IQNA ile röportajı:

Amerika Houston Üniversitesi akademisyeninin IQNA ile röportajı:

14:33 - November 02, 2023
Haber kodu: 3482271
TAHRAN (IQNA) – Ortadaoğu alanında yardımcı doçent, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısının ardından İsrail başbakanı Bünyamin Netanyahu’nun, güvenliği sağlayamaması, zalimliği ve beceriksizliğinin ortaya çıktığını ve dünya önünde küçük düşmesi nedeniyle Gazze’de bir katliam başlattığını söylüyor.

Hamas’ın gerçekleştirdiği Aksa Tufanı operasyonu ve Siyonist rejimin sivil yerleşim bölgelerinin bombalamasının ardından zaman geçtikçe Gazze eşi benzeri görülmemiş bir insani felaketle karşı karşıya kaldı.

Diğer yandan dünya arenasında ateşkes sağlanması ve tutukluların serbest bırakılması yönündeki çabalar yavaş ilerliyor. Reuters, Katar’ın üç haftadan uzun süredir perde arkasında diplomatik çabalar sarf ettiğini yazdı.

ABD’nin Teksas eyaletindeki Houston Üniversitesi’nde Orta Doğu Çalışmaları Program Müdürü ve Doçent Yardımcısı Emran el-Badawi ayrıca bu üniversitedeki Arap çalışmaları programının kurucusudur.

Aynı zamanda dünyada türünün ilk bilimsel derneği olan Uluslararası Kur’an Araştırmaları Derneği’nin (IQSA) kurucu genel müdürüdür.

Badawi, Arapça ve İngilizce çeşitli makaleler yazmış olup, araştırmaları Ortadoğu ve İslam medeniyetlerini kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Rutgers Üniversitesi’nden Bilgisayar Bilimleri alanında lisans derecesine ve Chicago Üniversitesi’nden Yakın Doğu Dilleri ve Medeniyetleri alanında doktora derecesine sahiptir.

Emran El-Badawi’nin IQNA ile ropörtajı:

IQNA- Aksa Tufanı operasyonunun başlamasının üzerinden üç haftadan fazla zaman geçtikten sonra işgal altındaki Filistin ve Gazze topraklarındaki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bugün Gazze’deki Filistinlilerin durumu yeryüzündeki cehennemdir. Uluslararası hukuk grupları, Gazze’ye karadan ve denizden yapılan saldırılar da dahil olmak üzere, üç haftadan uzun süren aralıksız İsrail bombardımanını soykırım olarak tanımlıyor. Yakıt, su ve yiyecek kesildi ve Gazze Şeridi’nin kuzey ve orta kesimindeki birçok bina, yol ve altyapı tamamen yok edildi. 27 Ekim’den itibaren Gazze ile iletişim kesildi. Aynı halde BM personeli, doktorlar, gazeteciler, Hamas’ın esir aldığı mahkumlar ve çok sayıda kadın ve çocuktan oluşan sivil halktan kayıplar her geçen gün artıyor.

IQNA- İsrail’in Gazze’ye saldırısının başlangıcından bu yana öne çıkan konulardan biri de insani sorunlar ve sivillere yardım ulaştırılmasının imkansızlığı oldu. Sizce uluslararası toplum bu konuda ne yapmalıdır?

- Çatışmanın başlarında, BM Güvenlik Konseyi iki ayrı ateşkes kararı ve yaralı, yerinden edilmiş ve açlıktan ölmek üzere olan Filistinlilere yardım için bir insani koridorun açılmasını önerdi. Rusya ve Brezilya tarafından önerilen kararlar, daimi üyelerin çoğunluğunun desteğini aldı ama ABD veto etti. Ancak Başkan Biden’ın İsrail ziyaretinden sonra, İsrail Gazze’nin kuzeyine yönelik bombardımanını artırırken, ABD tek taraflı olarak kuzeydeki Refah geçiş noktası üzerinden bir insani koridor oluşturulmasını kabul etti. Bu süreç, BM’nin beyan ettiği misyonu olan uluslararası barış ve güvenliği koruma konusundaki başarısızlığını ve ABD’nin kötü niyetini ortaya koymaktadır.

Bu savaş, ırkçı beyaz üstünlüğü, neo-emperyalizm ve sürekli savaşın varlığı gibi asırlık küresel sorunu vurguluyor. Ortadoğu’da savaşı kışkırtmakta, stratejik kaynaklara hakim olmakta ve yerli halkı baskı altında tutmakta ısrar edenler, esas olarak ABD savaş makinesi ve onun İngiltere, Kanada, Avustralya ve AB hükümetlerindeki kuklalarıdır. 

Ama dünya değişti. Orta Doğu’da barışı ve Filistin’in yerli halkı için adaleti arayan küresel, çok ırklı, çok etnikli, çok dinli bir sosyal adalet hareketi var.

IQNA-Netenyahu’nun savaş öncesinde yaptığı yargı reformları nedeniyle işgal altındaki Filistin’de yaşanan iç gerginlikler göz önüne alındığında, mevcut durum ve savaş krizi Netanyahu’nun siyasi geleceğini nasıl etkileyecek?

- İsrailli analistler başbakanlarının kariyerini geniş çaplı yolsuzluk ve  İsrail toplumunun kendi içinde bölünmesiyle tanımlıyor. Bunu yetmiş yılı aşkın sürenin en aşırı sağcı hükümetini kurarak başardı.

Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısı sonrası Netenyahu’nun  İsrail sınırlarının güvenliğini sağlayamaması, beceriksizliği ve zulmünü ortaya çıkardı. Dünyada itibarının zedelenmesi ve 2014 yılındaki koruyucu hat operasyonunun başarısızlığından sonra Hamasla görülecek olan hesabı, binlerce Filistinli sivili soğukkanlılıkla öldürmesinin nedenlerinden biri.

Netenyahu’nun Filistinlilere zulmü, İsrailliler arasına nefret ve düşmanlık tohumları ekme politikalarına damgasını vurduğu uzun siyasi kariyeri sona yaklaşıyor.

IQNA-Aksa Tufanı operasyonunun askeri başarıdan çok Siyonist rejimin kırılganlığını ve savunmasızlığını gösterdiğine inanılıyor. Yakın zamanda yapılan operasyona benzer bir operasyonun gelecekte tekrarlanması mümkün olabilir mi?

-Umarım olmaz. Çünkü İsraillilerin ve Filistinlilerin bir arada yaşaması gerekiyor ve bu da ancak işgalin sona ermesi hem Araplara hem de Yahudilere adalet, özgürlük, insan ve sivil haklar veren bir toplum kurulmasıyla mümkün olabilir. Yetmiş beş yıllık çatışmanın ardından bu basit ve mantıklı sonuca varılamaması, elbette daha fazla çatışmaya yol açacaktır.

IQNA-Aksa Tufanı operasyonu Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşme sürecine sizce nasıl etkiler?

- İsrail’in Fars Körfezi İşbirliği Konseyi’ndeki Arap ülkeleriyle ilişkilerinin normalleşmesi artık durmuş durumda. Normalleşme anlaşmaları esas olarak suyun tuzdan arındırılması, sanal güvenlik, seyahat ve turizm, diğer sektörler dahil olmak üzere ekonomik kalkınma ve resmi diplomatik ilişkiler eksenindeydi. İlişkilerin normalleşmesi projesinde asıl sorun Filistinlilerin unutulması ve onlara Ortadoğu’da bir gelecek bırakmamasıdır.

Filistin sorununu tam ve nihai olarak ele almadan, gelecekte Arapların İsrail’le normalleşmesinden bahsetmek imkansız görünüyor.

IQNA-Gazze savaşında önümüzdeki günlerde neler olabilir. Başka ülkelerin arabuluculuğuyla Hamas ve Siyonist rejimin insani nedenlerle bir nevi ateşkese varması mümkün mü?

- Ortadoğu’daki komşu ülkeler, akan kanı durdurmanın bir yolunu bulmak için gece gündüz çalışıyor. Şu anda Katar ve Mısır arabuluculuk yapmaya çalışıyor. Ancak bu çabalar hala belirsizliğini koruyor.

4178521

captcha